18 Ekim 2015 Pazar

New York "2"

Sizi en son Manhattan'da bırakmıştım. Manhattan, New York City'nin beşe ayrılmış bölgelerinden biri. 

New York City, beş ana bölge; Manhattan, Brooklyn, Queens, Bronx ve Staten Island...

Manhattan, New York'un finans merkezi olmasının yanı sıra, kültürel ve ticari açıdan da önemli bir bölgesi...

Gezilecek bir çok yeri var. Central Park, Times Square (Işıklı Cadde), Empire State of Building, Rochkefeller Center, Özgürlük Heykeli, Wall Street (Finans Merkezi), World Trade Center, New York Times Binası, USA Post Office Binası, Grand Central Railway Station (Büyük Tren İstasyonu), bunlarla birlikte bir çok müze ve klise de bulunuyor.

Otobüsten inipte, o eksoz dumanlarından, göz gözü görmeyen, araç kornalarından, insanın yanı başındakini duyamadığı garajdan kendimizi kurtarıp etrafıma bakındığımda, aslında hiçte düşündüğüm gibi bir şehir olmadığına kanaat getirdim Manhattan'ın. 

Hani ilk izlenim denilen şey var ya, görür görmez, ilk dakikalarda oluşan, eğer kötü bir izlenimse, son dakikaya kadar değişmesi beklenen ilk izlenimin, hiçte iç açıcı değildi.

Biz gezimize, Empire State binasını merkez alarak başladık. Empire State binasına doğru navigasyona bakarak ilerliyorduk.

Eşim, bir elinde telefon diğer elinde bebek arabası, sırtında sırt çantası, iğne atsan yere düşmez deyiminin cuk oturduğu sokaklarda onlarca milletten, onlarca insanın arasında ilerlemeye çalışıyor, arkasında oğlumla bizse ona yetişme çabasıyla koşturuyoruz. 

Dünyanın her kalabalık yeri gibi, orada da bir tarafta inşaatların, yeni yapılan yapıların, eski olup onarılanların sebep olduğu keşmekeş, arabaların, kamyonların, iş makinalarının gürültüleri, bir taraftan yolcu indiren, bindiren taksilerin kornaları, bir taraftan adım başı bir şeyler satmaya çalışan sokak satıcılarının bağırtıları, yol kenarındaki sokak çalgıcıları, onlara eşlik eden dansçılar, şarkı söyleyenler, kedileri ile birlikte bir direk dibini mesken tutmuş evsiz adamlar (homeless), farklı köstümler içindeki çeşit çeşit insanlar, kimi ninja kaplumbağa, kimi spiderman kostümlü, kiminin başında rengarenk peruğu ile bana tuhaf gelen bir sürü insan. Farklı din, dil, ırk, millet, kültürden bir sürü kişi. Herkes kendi halinde kendi telaşında ve iki çocukla eşim ve ben...

Yürüyor, yürüyor, yürüyoruz...

Garajdan çıkar çıkmaz hemen görülen Manhattan'ın 5. Avenue (Bulvar)'da 33 ve 34. Caddelerin arasındaki 1931 yılında yapılan 1972'de World Trade Center (Dünya Ticaret Merkezi) açılana kadar dünyanın en yüksek binası olan sonrasında 11 Eylül 2001'de bu ikiz binalar yıkılınca 2012 One World Trade Center yapılana kadar bu unvanı koruyan, 102 katlı Empire State, ne kadar uzak olabilirdi ki, biz dakikalardır yürüyorduk.

Eşim otomatiğe bağlamış beni ve küçük adımları ile oğlumu o sokaktan o sokağa yürütüyordu. Hedefe kitlenmiş olması sebebiyle yürütmüyor adeta koşturuyordu. 

Merdivenlerine bir sürü insanın oturup poz verdiği, dinlendiği, yemek yediği, bir çok filmde de gösterilen New York'un merkez postanesinin onlarca merdiveninden birine, artık dayanamayarak, oğlumla ben kendimizi zınk diye bıraktık. Ve eşimin yanımıza gelmesi ile acı gerçekle yüzleştik. Ufak bir yön karıştırması ile tam ters istikamete gitmişiz. 

Sıcak bir hava, arabada uyuyan ama her an uyanıp ağlamaya başlayabilecek bir bebek, yoruldum ben artık yürümeyeceğim diyen bir çocuk, hedefe kitlenmesine rağmen yolu karıştırdığını söyleyen bir adam ve ne işim var benim hangi akla hizmet buraya geldim diye isyanları oynayan bir kadın...

Havada gerilim, gerilim, gerilim...

"New York 3"çok yakında...










































































































































Hiç yorum yok:

Yorum Gönder