27 Ekim 2014 Pazartesi

Artık Okullu Olduk

Amerika'da okul öncesi eğitim bizimkinden biraz farklı. Hem Türkiye'de hem Amerika'da çocuğunu anaokuluna göndermiş bir anne olarak bazı farklılıkları birazdan  paylaşacağım.

Ama öncelikle Amerika'daki temel eğitim kurallarından başlayalım.

0-3 yaş çocuğuna Daycare,

3-4 yaş preschoola gidenlere preschooler,

5 yaş kindergartene gidenlere kindergartner,

6 yaş ve sonrası elementary school deniliyor.

Bebeklere bakılan yerler (daycareler) genellikle özeldir, devlet okulları preschooldan başlar.

Biz oğlumu preschool yaşında Türkiye'de olduğumuzdan burada eğitime kindergartendan başladık. 

İlk hafta play ground denilen bir organizasyonla Ağustos itibarıyla başladı. Okulun oyun bahçesinde çocuklar toplanıp oyun oynadılar. Göz ucuyla birbirlerine, koca okul binasına bakıp göz ısıntısı kazandılar.

Sonraki hafta (Eylül'ün ilk haftası) bir gün öğretmenle randevusu vardı. Bir saat öğretmenle tanışıldı. Öğretmen temel ingilizce bilgileri sordu (sayıları, alfabeyi, renkleri, atla-zıpla gibi komutları) Oğlum babasının yardımıyla da olsa anlayıp cevap verdi. 

Ve bana göre en önemli aşama olan öğretmene ısınma, öğretmeni sevme aşaması iyi bir şekilde geçildi. 

Bence bu en önemlisi, çünkü bir okul ne kadar iyi, mükemmel, sosyal donatıları ne kadar cazip olursa olsun bir çocuk için hepsinden önce öğretmenini sevmek gelir. 

Ve oğlum da öğretmenini sevdi. Öğretmeni de, İngilizce'yi konuşamasa da anladığına kanaat getirdi. 

Ertesi gün open house denilen öğrencilerin buluşması, sınıflarını tanıma günü vardı.

Sınıflar büyükçe kare odalar şeklinde, WC'si içinde, bir köşede kütüphanesi, bir köşede kostüm dolabı, yapbozları, legoları, el işi kağıtları, boyaları, makasları, kalemleri ile klasik bir ana okulu sınıfı. 

Bu günlerde babası yanında olduğu için ağlamadan, sorun çıkarmadan günü tamamlıyordu oğlum. 

Asıl zurnanın zırt dediği gün, oğlumun tek başına gitmek zorunda kaldığı gün. Tanışma faslı daha önceki haftalarda bittiğinden artık babasını okul içine almadılar. 

Kapıdan görevliye teslim edip, ayrılıyorsun çocuktan. Bizim okullarımız gibi sınıfa kadar götürüp, sınıf içerisinde veya kapısında bekleyemiyorsun. Dış kapıdan görevliye teslim edip ayrılıyorsun çocuktan. Ta ki okuldan çıkana kadar göremiyorsun bir daha. 

Çocukların çantalarına, çanta şekinde kesilmiş üzerinde adı, soyadı, sınıfı, öğretmeni ve numarası yazılı kağıtlar bağlanıyor. Bütün sene o kağıtlar çantalarda asılı kalıyor. 

Numaralar ayrı bir önem taşıyor. Numaraları büyük A4 kağıdı şeklinde parlak renkli kartonlara yazıyorlar.Arabanın önünde o kartonlar olmadan çocuğunuzu okuldan alamıyorsunuz.

Velilerin okula girip sınıfta çocuğunu bırakmasının yanı sıra arabadan inmesi bile yasak.

Baştan anlatacak olursak çocuğunuzu bırakmaya gittiğiniz de kapıda sizi bir görevli karşılıyor. Siz arabadan inmiyorsunuz. Kapıya arabayı yanaştırıp, çocuğu indiriyorsunuz, görevli çocuğunuzu alıp öğretmenlerin öğrencilerini beklediği salona götürüyor. Öğretmen, bütün öğrencileri toplanınca onları alıp sınıfa çıkarıyor.

Çıkışta da bizim okul önlerimizdeki gibi annelerin beklediği "bizim öğretmen şu kadar ödev verdi, şu sınıf şöyle temizmiş, bu sınıf böyleymiş diye muhabbet edebildiği kapı önü sistemi yok. 

Arabalar kapının önünden itibaren tek sıra şeklinde bekliyor. Arabaların ön camına çocuğun numarası yazılı kartonlar koyuluyor. Bir görevli elinde  telsizle bekleme salonuna numaraları anons yapıyor. Bekleme salonunda numarasını duyan çocuk "me me" (benim benim) diyerek öne çıkıyor.

Başka bir görevli çocukların ellerinden tutup arabaya kadar getiriyor. Arabaya ulaşana kadar, elini bırakmıyor çocuğun arabaya binmesine yardımcı olup, diğer çocuğu almaya yöneliyor içeriye. Veliler arabadan inmeden çocuğunu alıp, devam ediyor yoluna.


Okulun etrafında yürüme mesafesinde yerleşim yeri yok. Öğrenciler ya pick up (velisinin arabası) ile yada school busla taşınıyor. Burada büyük çoğunlukla taşımalı sistem var okullarda.

Öğretmenlerle iletişim e-mail yolu ile sağlanıyor. Okulda olan olağan dışı durumlar da telefonla arıyorlar. Genel durum değerlendirmeleri hafta sonu eve gelen kağıtlarla bildiriliyor.

Haftanın son günü eve kağıtlar geliyor. Çocukların durumu renklerle ifade ediliyor.Yeşil renk güzel geçmiş haftayı, sarı renk birkaç hatayı, mavi renk hatada artışı, kırmızı ise sorun yaşanmış haftayı  temsil ediyor.

Biz daha çok yeniyiz, iki aylık bir okul serüvenimiz var.

Bakalım ilerleyen günler neye gebe...

Yaşayıp göreceğiz...







Hiç yorum yok:

Yorum Gönder