4 Ocak 2015 Pazar

İstanbul, Bir Şiir

Özlediklerimiz bitmiyor burada. Bir sürü özlediklerimin arasında sıralama yapamıyorum aslında...


Mesela bu gün sokak satıcılarını, evet bildiğiniz seyyar satıcıları, özlediğimi fark ettim.


Hani kış akşamı sahile inersin, şu boğazı ya da kız kulesini gören deniz kenarları var ya...


Yolun karşısı ışıltılı pahalı restoran dolu iken denizin hemen kenarında ki seyyar satıcılar ...


Hani şu kışın kestane kebap diye bağırarak kestane, ellerindeki termoslarda çay, salep satan, yazın haşlanmış mısır, dondurma satan seyyar satıcılar...


Duruma göre, mevsimine göre sattıkları şeyler değişir. Yağmur yağmaya başladığı an biranda şemsiye satan satıcılar ortaya çıkar.


Çok kaliteli, markalı, pahalı olmasa da şemsiyesini evde unutmuş olan için ıslanmaktan evladır o anda o şemsiyeyi almak... 

Evde kaç kilo pişirirsen pişir sahildeki gramla satılan kestane hep daha lezzetli gelmiştir bana.

Beyaz porselen fincanlarda, sıcak kapalı mekanlarda içilen salep mi daha ısıtır insanın içini, yoksa kağıt bardaklarda denizin kenarında buz gibi havada içilen salep mi? 

Düşündükçe bir sürü şeyi hatırlıyorum özlediğim. Mesela Yeni Cami'den çıkınca Mısır çarşısına giderken o burnuma gelen kahve kokusu...

Sihirli bir koku "Gel beni takip et" diyor insana. Evde kaç paket kahve olursa olsun gidip bir paket daha alır insan "Mehmet Efendi Kuru Kahvecisi'nden".


Birde balıkçılar var özlediklerimin arasında. Hani şu kayıklarda pişirip ekmek arası soğan ve salata ile satılan sıra sıra balıkçılar.

Orada balık ekmek yerken bir anda çıkıp gelen turşucular vardır, bardakta turşu satarlar, suları ile birlikte. O turşuların suları kıpkırmızı olur, normalde evde ya da restoranda balık yerken turşu suyu içtiğimi hiç bilmem. Ama deniz kenarındaki o balıkçılarda balık ekmek yediysem sanki vaz geçilmezi turşu suyu içmek.

İşte böyle bir dolu özlediklerim var, Türkiye'ye dair, İstanbul'a dair. 

Gecesi ayrı, gündüzü ayrı, karası ayrı, denizi ayrı güzel olan şehir, İstanbul. 

Özleniyorsun, özlemesi güzel şehir...

Boşuna yazmamış sana şiir yazan onlarca şair, onlarca şiiri.

Ama ben o kadar şiirin arasında Necip Fazıl'ın "Canım İstanbul" şiirini değişmem hiç bir şiire.

Necip Fazıl çok anlamlı yazdığından mıdır, yoksa ilk rahmetli dayımdan dinlediğimden midir bilemem ama farklıdır değeri "Canım İstanbul"un benim yüreğimde. Bilenleriniz için güzel bir tekrar olsun, bilmeyenleriniz ilk benden duysun. 


Canım İstanbul


Ruhumu eritip de kalıpta dondurmuşlar;
Onu İstanbul diye toprağa kondurmuşlar.
İçimde tüten bir şey; hava, renk, eda, iklim;
O benim, zaman, mekan aşıp geçmiş sevgilim.
Çiçeği altın yaldız, suyu telli pulludur;
Ay ve güneş ezelden iki İstanbulludur.
Denizle toprak, yalnız onda ermiş visale,
Ve kavuşmuş rüyalar, onda, onda misale.
İstanbul benim canım;
Vatanım da vatanım...
İstanbul,
İstanbul...
Tarihin gözleri var, surlarda delik delik;
Servi, endamlı servi, ahirete perdelik...
Bulutta şaha kalkmış Fatih'ten kalma kır at;
Pırlantadan kubbeler, belki bir milyar kırat...
Şahadet parmağıdır göğe doğru minare;
Her nakışta o mana: Öleceğiz ne çare? ..
Hayattan canlı ölüm, günahtan baskın rahmet;
Beyoğlu tepinirken ağlar Karacaahmet...
O manayı bul da bul!
İlle İstanbul'da bul!
İstanbul,
İstanbul...
Boğaz gümüş bir mangal, kaynatır serinliği;
Çamlıca'da, yerdedir göklerin derinliği.
Oynak sular yalının alt katına misafir;
Yeni dünyadan mahzun, resimde eski sefir.
Her akşam camlarında yangın çıkan Üsküdar,
Perili ahşap konak, koca bir şehir kadar...
Bir ses, bilemem tanbur gibi mi, ud gibi mi?
Cumbalı odalarda inletir ' Katibim'i...
Kadını keskin bıçak,
Taze kan gibi sıcak.
İstanbul,
İstanbul...
Yedi tepe üstünde zaman bir gergef işler!
Yedi renk, yedi sesten sayısız belirişler...
Eyüp öksüz, Kadıköy süslü, Moda kurumlu,
Adada rüzgar, uçan eteklerden sorumlu.
Her şafak Hisarlarda oklar çıkar yayından
Hala çığlıklar gelir Topkapı Sarayından.
Ana gibi yar olmaz, İstanbul gibi diyar;
Güleni şöyle dursun, ağlayanı bahtiyar...
Gecesi sünbül kokan
Türkçesi bülbül kokan,
İstanbul,
İstanbul...
Necip Fazıl Kısakürek

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder