Sonbahar; adı sonu çağrıştırsa da, bana senenin başı gibi gelir.
Sonbahar rehavetin, düzensizliğin sonu, derli toplu düzenli hayatın başı gibidir.
Tatilin bittiği, okulların açıldığı, düzenin başladığı mevsimdir, sonbahar...
İnsana dinamizm katar. Yazın sıcağından, bunaltısından, rehavetinden kurtarır insanı...
Hayata sarılma, yağan yağmurlarla, uçuşan yapraklarla yeni seneye, yeni sezona giriş mevsimidir sonbahar...
Belki, o mevsimde doğduğumdandır bu denli sevişim sonbaharı. Hep severim bu mevsimi.
Okula giderken, bir sınıf büyüdüğüm yeni defterler ve kitaplar aldığım, aldıklarımı kaplıklarla kaplayıp, çantama yerleştirdiğim mevsimdi.
Sonrasında, yeni öğrencilerimle tanıştığım, yeni öğretim yılına başladığım mevsim oldu sonbahar...
Şimdi ise, fark etmediğim bir yanını fark ettim bu mevsimin:Renklerini.
Oysa ne çok rengi varmış bu mevsimin.
Sarının, kırmızının, yeşilin, kahve renginin her tonu gizliymiş bu mevsimde.
Türkiye'de koşturmaktan, çalışmaktan fark edememişim bu renkleri...
Amerika'da sakin ve dingin hayatın içinde fark ettim bu renklerini sonbaharın.
Sonbahar geldiğinde, ağaçta duranı, yere döküleni, sararanı, kızaranı ile tam bir cümbüş.
Esen rüzgarla oradan oraya savruluşu, yağan yağmurla ıslanışı, bak bak doyulmuyor.
Al eline kahveni, aç camı diyor gönül. Seyret seyredebildiğin kadar. Yaz gönlünden geçenleri dök kağıda...
Ve bir ses...
Kızımın ağlama sesi, geliveriyorsun kendine. Bırak kahveyi, kağıdı bir yana, kapa camı üşüteceksin çocuğu, saat kaç olmuş, eyvah oğlum, eşim okuldan gelecek yemek yok daha...
İşte bunların hepsi, hoş geldin deyiveriyor gerçek dünyaya...
Sonra olsun diyorsun içinden, olsun 15-20 dakika da olsa farkına vardım ya sonbaharın, içime çektim ya yağan yağmurla ıslanan toprağın, yaprağım kokusunu...
Ben yaşadım ya, yaşayamayanlar, koştura koştura geçerken vakit, bunun farkına varamayanlar düşünsün...
Sonbaharı göremeyenler, sevemeyenler, hissedemeyenler düşünsün...
Fotoğraflar çok guzelmiş.Ben sevmem sonbaharı.üşümeye başladığın kalın giysen terler,ince giysen titrer,battaniyemi yorganmı ne örtünsem bilemediğim bir zaman dilimi.ee tabi elinde kahven önünde kitabın böyle bir manzara karşısında oturmak güzel ama neden hiç oturamıyorumki ben ://
YanıtlaSil