15 Haziran 2014 Pazar

Dişçi Türkçe Öğreniyor

Rutin bir diş muayenesine gittik. Oğlumda biraz merak biraz heyecan ve olmazsa olmaz korku. 

Diş kontrolü yapılan yer ilk bakışta anaokulu zannedilecek gibi dizayn edilmiş. Çocuklar için her biri ayrı renkte küçük masa ve sandalyeler. Masaların üzerinde çeşitli oyuncaklar, legolar, yerde seksek oynanan minik halılar. Her çocuğa bir boyama kağıdı veriyorlar. Masadaki boyalarla boyama yapıyor çocuklar. Büyük televizyon ekranında sevdikleri animasyon filmler...

Bekleme salonunda vaktin nasıl geçtiğini anlayamıyorlar. Ve bu arada korku da hafifliyor. 

Sıramız gelince bir hemşire bizi çağırıyor. Muayene edilecek yere kadar eşlik ediyor. Bilgilerimizi alıp kontrol yapıyor. Hangi işlemler uygulanacaksa bizi teferruatlı bilgi verip doktora hazırlıyor. Böylelikle doktor geldiğinde işlemlerin bir çoğu hallolmuş oluyor. 

Oğlumla beni yanyana oturttular. İkimizin de başında birer dişçi. Denilenleri tercüme için eşim tam ortada. Benimse gözüm kulağım dişçi yerine ilk defa dişçi koltuğuna oturan oğlumda. Dişçi koltuğu bir kabustur zaten. Hele ki, dilini bilmediğiniz bir dişçi ile kabusun boyutunu siz düşünün. 

 Ben bir taraftan dişçinin anlattıklarını tercüme eden eşimi dinleyip, bir taraftan oğlumun ilk diş muayenesini vidyoya almaya çalışıyorum. Ve zaten gergin olan oğlumdan azarı yiyorum. "Anne kapasana yaa burası vidyo çekme yeri mi? Bak telefon no yazıyor. Kızacaklar şimdi sana" Gösterdiği yere baktığımda gerçekten telefonunun yasak olduğunu görüp sessizce telefonumu kapatıyorum. 

Uzun uzun anlattıklarına göre bize diş temizliği yapacaklarmış. Önce oğlumu filme götürüp dişlerinin filmini çektiler. Sonra bize kocaman önlükler taktılar. Üstümüzdeki parlak ışıktan gözlerimizin etkilenmemesi için güneş gözlükleri verdiler. 

Elektronik diş fırçasına benzeyen aletlerle dişlerimizi temizlemeye başladılar. Bu arada open-aç, close-kapa diye direktif veriyorlardı. Tam da bu aşamada ne düşündü ise oğlumun meşhur inadı baş gösterdi. Open'ın açmak, close'un kapatmak olduğunu bilmesine rağmen dişçi open dediğinde babasına bakıyor, babası aç oğlum demeden ağzını açmıyor. Close dediğinde yine babasına dönüp bakıyor. 

Bu işlem defalarca tekrarlandı. Ve her defada babasına bakmaya devam etti. Artık mahcup olmaya başlıyorduk. Dişçi iki kelimeyi bile öğrenemiyor bu çocukla işimiz var diye düşünmeye başlayacak zannederken eşime dönüp tebessümle open ve close'un Türkçe'sini sordu (sanırım işin içindeki inadı sezdi)

Eşim aç ve kapa diye söyleyince bundan sonraki işlemlerde bir daha open close demedi. 

Dişlerin temizlik işlemi bittiğinde uzman doktor gelip kontrol etti. Bir sorunumuz olup olmadığını sordu. Olmadığını söyleyince oğluma bir beşlik çakıp gitti. 

Dişçiden çıkarken oğlumun dişçi için yorumu " Aferin dişçiye, Türkçe öğrenebildi değil mi?" oldu. 


 








 

1 yorum:

  1. Oğlunu tebrik ediyorum ... Dişçiye de bravo ne kadar azimliymiş

    YanıtlaSil