26 Haziran 2014 Perşembe

Oğlumun Abi Dişi

Bebeğin dişinin çıkması geleneksel bir olaydır biz Türkler'de. 

Her ne kadar ilk diş genelde altıncı aydan hatta bazen bir yaşından sonra çıksa da ikinci aydan itibaren görülmesi de mümkündür. Hatta bazen çok az da olsa dişi ile dünyaya gelen bebekler de olabiliyor. 

Geleneklerimizde dişi çıkan bebeğin dişini ilk gören ona hediye alır. Bu genelde birinci derece akrabalar olur. En çok da geleneklere bağlı anneanne veya babaanne olur. 

Bir de "diş buğdayı" bazı yörelerde "diş hediği" de denilen bir geleneğimiz vardır. Bu çok eski bir Anadolu geleneğidir aslında.

İlk diş görüldüğünde huysuzluğu artan bebekle uğraşan anne, kendisine bir meşgale bulup, bu stresli zamanın küçük bir bölümünü konu komşu, akraba ile paylaşmış olur. 

Olay şöyle; aşurelik buğday kaynatılıp, çeşitli yemişlerle, haşlanmış nohutla, istenilen kuru meyvelerle karıştırılıp misafire ikram edilir. Hazırlanan yemekte buğday kullanılmasının nedeni, bebeğin buğday gibi düzgün, güçlü ve sağlıklı dişleri olması içindir. 

Tabi gelen misafirlerin de bebeğe çeşitli hediyeler getirmeleri bu günü taçlandırıyor. 

Bence çok güzel bir adet. Böyle Türk adetlerini tanıtmak ve yaşatmak lazım, hele ki Amerika'da...

Nasip olursa burada bir diş buğdayı günü tertip ederiz inşallah biz de...

Sonra aradan zaman geçer üç yaşına kadar 20 tane süt dişi çıkar. Aradan geçen zamanla bebeklikten çocukluğa terfi eden bebeklerin dileri bu sefer de düşmeye başlar. Beş yaşından sekiz-dokuz yaşına kadar devam eden diş sallama ve çıkarma süreci başlar. 

İlki kadar olmasa da bunda da geleneksel adetlerimiz devam eder. 

Önemli bir olay bu diş meselesi. 

Benim oğlumun ilk dişi üç-dört aylıkken çıkmıştı. Maalesef o zaman sebebini hatırlamıyorum ama diş buğdayı yapamamıştım. (Belki de gurbette olmadığımdan geleneklere bu kadar düşkün değildim.)

Dişle ilgili adetlerden birincisini yapamayınca, büyüyünce düşecek ilk dişine sakladım hevesimi. Geçen haftalarda oğlumun ön dişinin arkasında diş çıktığını fark edip, doğru Türkçe öğrenmeye azimli doktorumuzun yanına gittik. Muayeneden sonra arkadan çıkan diş sebebiyle öndekinin sallandığını, eğer müdahale ile dişi çekerse çocuğun üzerinde olumsuz etki bırakacağını, sallamasını telkin ederek dişin çıkmasını sağlamamızı söyleyerek bizi eve geri gönderdi. 

Bir iki hafta boyunca oğluma sürekli "dişini salla oğlum", "bak az kaldı, çıkacak", "arkadan abi dişin gelecek" diyerek bıktırırcasına bir taraftan ben bir taraftan babası telkinde bulunduk. 

Netice, geçtiğimiz cuma günü kahvaltıda babasının "bakayım sallanıyor mu" diye rutin kontrolünü yapmasının ardından diş elinde kaldı. 

Tamam dedim kendi kendime. Diş buğdayı yapamamıştım ama bu ilk düşen dişin önemi büyüktü. Önemini anlatmak lazım. Hemen oğlumu karşıma aldım. "Bak arkadan abi dişin çıkıyor, artık büyüdün, bu dişi yastığının altına koyacağız gece gelip melekler alacak yerine para bırakacaklar" diye ciddi ciddi anlatmaya başladım.

Önce umursamaz, sonra inanmaz gözlerle dinledi. En sonunda da "anne ya melekler görünmüyor ki, getirdikleri para nasıl gözüksün, o parayı oraya sen koyarsın, hem de diş yastığımın altından düşer" diye tepki verdi. 

Bense azimliyim. Bu önemli bir olay havasındayım. Bekle sabaha bakar görürsün gibi sözlerle tezimi savunmaya devam ettim. 

Gece dişi yastığın altına koydum. Elini yastığın altına koyarak uyuyan oğlum yere düşürdü, tam da dediği gibi. Neyse ışıkları açıp, dişi aradım buldum. Uyumaya çalışan oğlum bu durumdan hiç memnun olmadı. Bu duruma da "dişi yastığımın altında istemiyorum, başka  yerden alsın alacaksa melekler" diyerek tepkisini gösterdi. 

Bense kesin kararlıyım, o para yastığın altına koyulacak. "Tamam oğlum, dişi masaya koyalım, oradan da alabilir." diyerek ısrarımda devam ettim. Uyur uyumaz on doları yastığının altına sıkıştırdım. 

Sabah oğlum hatırlamadı bile. Ama vazgeçmek yok. Oğluma hatırlatıp odasına gönderdim. Elinde on dolarla gelen oğlum bir paraya bir de bana baktı ve netice
"anne bunu sen koydun di mi? melekler falan getirmedi"...

Bu cümleden sonra çelik gibi azmimden geriye hiç bir şey kalmadı. 

Evet, ver o parayı bana, ben koymuştum deyip aldım elinden. Oğlumsa koca adam gibi "ne kızıyosun ya, al paranı deyip geri verdi."...

Gelenekten ne anlarsın sen tablet çocuğu...





 






1 yorum:

  1. Ahmet Kemalden de bu beklenirdi abla :) tam tahmin ettiğim cevapları vermiş ;)

    YanıtlaSil