19 Haziran 2014 Perşembe

Yard Sale

Bahçede, garajda, evin önünde; istenmeyen evde yer kaplayan, aynısından iki tane olan sevmediğin birinden gelmiş ya da ihtiyacın kalmamış eşyaları ucuz fiyatla satmak demek "yard sale". 

Aklınıza gelen her şey var. 

Kimisi kullanılmış kimisinin daha kutusu bile açılmamış. 

Bebek eşyaları ve araç gereçlerinden oyuncaklara, bilgisayarlara, koltuklara, yataklara, bisikletlere, giyilmiş ya da giyilmemiş kıyafetlere kadar daha bir çok şey var bu yard salelerde. 

Kimse eşya saklamıyor bir mevsimden diğerine. Çocuğunun bir daha ki seneye küçük gelecek, giyemeyeceği ayakkabısından montuna, oynamadığı legolardan trenlere kadar her şeyi çıkarıyorlar ellerinden. 

Tabiri caizse bahar temizliği yapıyor, evi ferahlatıyorlar. 

Bebek yataklarını, yürüteçleri, salıncakları, araba koltuklarını bir sonraki çocuğuna, olmadı yeğenine hiç olmazsa arkadaşının, komşunun çocuğuna veririm diye saklamıyorlar. 

Otuz kırk dolara aldığı şeyi, işi bitince on dolara çıkarıyor elden. 

Baştan bana çok ters geldi. Buradaki herkes bir çok şeyi alacağım zaman "dur şimdi alma yard saleden alırsın" diyorlardı. Bense "niye birilerinin ikinci elini alacam, bütçeme göre alırım ama ilk benim olur" diyordum. 

Taki, geçtiğimiz hafta sonu iki, üç tane yard sale gezene kadar. İlk gittiğimiz yerde her şey çok eski kullanılmış geldi. Elimi hiç bir şeye sürmeden uzaktan uzağa baktım öylece. İçimden "çok haklıymışım, kimsenin eşyası kullanılmaz" diye düşünmeye devam ediyordum. 

İkinci gittiğimiz yerde biraz daha çekingenliğimi atmış, yakından bakmaya başlamıştım. Ve hakikaten, daha kutuları açılmamış bazı şeyleri de sattıklarını gördüm. 

Mesela, bebek biberonları vardı. Hiç birinin paketi açılmamış. Daha bebek doğmadan onlarca hediye gelmiş. Anne de bebeğine kullanabildiklerini kullanmış, bebek büyüyüp biberonla vedalaşınca da geriye kalan paketleri satmaya karar vermiş. On dolar olan üçlü biberon setlerini iki dolara satıyor. 


Benim yard sale hakkındaki düşüncem yavaş yavaş iyiye doğru yol alırken üçüncü yere gittik. 

Oğlumun sürekli istediği her oyuncak almaya gittiğimiz takıp oyuncakçıda dolaştığı maskelerden birini kutusu içinde jelatini ile görünce, hele ki oyuncakçıda on beş dolar olup yard salede bir dolar olunca tamam dedim tuttum bu yard sale işini...

Maskenin hikayesi de evin beş yaşındaki oğluna doğum gününde aynı maskeden bir kaç tane hediye gelince birini alıp diğerlerini elden çıkarmaya karar vermişler. 

Her ürün, her eşya tabi ki de alınmaz. Bu fikrim sabit. Ama, kutusu açılmamış ihtiyacın olan bir şey ya da lastik şişirme pompası gibi başkası kullansa da senin kullanmanda sorun teşkil etmeyecek şey alınabilir bence. Hele ki bizim gibi belirli süreliğine gelenler için...

Çok az bir ücretle satıyorlar, uğraşmaya değmez gibi görünüyor. Ama onlarca eşya damlaya damlaya göl oluyor. İki dolar, beş dolar, on dolar derken günün sonunda 200-300 doları buluyor. Evdeki işe yaramayan eşyalar. 

Peki bu yard salelerden nasıl mı haberdar olunuyor. Bazı web sitelerinde verilen ilanların yanı sıra değişik bir sistem daha kullanılıyor. O da, fosforlu renkli kartonlara "YARD SALE" yazıp, altına adresi, tarihi ve saati yazıyorlar. Bu kartonları trafik ışıklarına, direklere asıyorlar ve ne tarafta ise ok işareti ile gösteriyorlar. 

Yard sale bittiğinde astıkları kartonları tek tek topluyorlar.

Amerika'dan dönerken bir yard sale de ben yaparım belki... 

Belli mi olur...   

 


 


 



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder